İran Kedisi (Fars Kedisi)

İran Kedisi’nin kişliği, tarihi, fiziksel görünümü, bakım gereksinimleri başlıklarını ele alacağımız yolculukta bizlere katılın.

İran Kedisi
ccc
Cins Özellikleri
Adapte Olabilirlik65
Oyunculuk50
Bakım İhtiyacı90
Sıcakkanlılık70
İlgi İhtiyacı60
Konuşkanlık30
Taranma İhtiyacı80
Haraketlilik30
Kıl Dökülmesi90
Sahibine Şevkat75
Sağlık ve Dayanıklılık35
Özgürlük Düşkünlüğü50
Hayvanlarla Dostluk45
Arsızlık60
Çocuklarla Dostluk50
Zeka Seviyesi70
Yabancılarla Dostluk40
Sosyal ihtiyaçlar50
Bilgiler
  • Kökeni: İran ve Birleşik Krallık
  • İsimleri: Persian Kedisi, Persian Longhair, Şiraz Kedisi
  • Yaşam Süresi: 12-15 yıl
  • Kilosu: 3,5-7 kg
  • Vücut Tipi: Büyük
  • Tüy Uzunluğu: Uzun Tüylü
  • Tüy Dökme Oranı: Çok Tüy Döken
  • Mizaç: Sakin, Sessiz, Uyumlu, Sevecen, Dikkatli, Zeki, Sadık
  • Dostluk: Yaşlı Dostu
  • Benzer Cinsler: American Shorthair, Himalayan Kedisi, Birman Kedisi, Sibirya Kedisi, Ankara Kedisi, European Burmese, European Shorthair, Singapura Kedisi, Skookum, Habeş Kedisi

En eski uzun tüylü kedi cinslerinden biri olan İran Kedisi bilinen uzun tüylü kediler içinde en uzun tüylere sahip kedidir. M.Ö. çok daha eski yüzyıllara kadar kökenlerinin uzandığı düşünülüyor. İran Kedisi’nin macerası 17. yüzyılda yeni bir safhaya girmiş ve 19. yüzyılda dünya üzerinde çok daha tanınır hale gelmiştir. Bu tarihten itibaren farklı isimlerle de anılmaya başlamıştır. Persian Kedisi, Persian Longhair, Fransız Kedisi, Fars Kedisi ona verilen isimlerdir. Günümüzde tanınan birçok farklı renk ve desende İran Kedisi mevcuttur.

Tüm İran kedileri aynı mizaca sahiptirler. Fakat sağlık sorunlarına yatkınlıkları görünümleri sebebiyle birbirinden farklılık gösterebilir. İran Kedisi yumuşak huylu, sessiz, sakin, sadık, naif ve sosyetedir. Bu kibar kedinin tavırlarıyla da uyuşacak şekilde bakımı da zahmetlidir. İnsan ilgisine ve sevgisine ihtiyaç duyar. Aynı sevgi ve merhameti de en sevdiği insana sunarak onu onurlandırır. Bu güçlü bağ sayesinde İran Kedisi eğitilebilir olduğunu da gösteriyor. Hantal görünümü ve meraklı olmayışı akılsız olduğu anlamına gelmez. Oldukça zeki canlılardır. Gürültü yapmayan, etrafı yıkıp dağıtmayan bir dost arayanlar için mükemmel seçim olacaktır.

Ne yazık ki bu kedi yüzyıllardır yaşadığı Mezopotamya topraklarından Avrupa’ya geldikten sonra hassaslaşmıştır. Birçok hastalığa yatkın hale gelmiştir. Ne sıcak ne soğuk tam anlamıyla yaşayabileceği şartları sunar. Neredeyse sadece ev ortamında ve sabit sıcaklıkta hayatına devam edebilir. Eğer İran Kedisi sahibi olma niyetiniz varsa tüm bunları göz önünde bulundurmalısınız. Ayrıca diyetini, veterinerle muhtemelen sıklıkla yapacağınız görüşmeleri de bir kenara itemezsiniz. Her ne kadar ilgi arsızı olmasa da ona bakmak için yoğun çaba ve zaman sarfetmeniz gerekiyor.

İran Kedisi’nin Kişiliği

Kedi ve insan dostluğunun yine en eski örneklerinden biriyle karşınızdayız. İran Kedisi asırlardır var olmaya ve sevilmeye devam ediyor. Belki de onu bu denli popüler yapan şey mizacıdır. İran Kedisi genellikle sessiz ve tatlı olarak tanımlanır. Gürültü yapmaktan ve gürültüde kalmaktan hoşlanmaz. Morfolojisi de zaten hantal olduğunu gösteriyor. Her kedi kadar oynamayı sevse de hareketli değildir. Çevik olmayışı yeni arayışlara girişmesine de mani oluyor. İran Kedisi üşengeç bir cins. Haliyle meraklı da değil. Mutfak dolaplarındaki tabakları aşağı indirmek, iç çamaşır çekmecelerini karıştırmak, televizyonu tırmalamak gibi hiperaktif kedilere özgü yaramazlıkları yok. Temizlik yaparken, yemek pişirirken ya da evi toplarken size pek de yardımcı olmayacaktır.

İran Kedisi bu kişilikle insandan uzak gibi görünüyor olabilir. Ancak bu durum sizi yanıltıyor. Zira İran Kedisi sadık ve sevecen. İlgi istediği kişiyi de seçmek istiyor. Seçtiği kişiye kendini uzun uzun sevdirmeye bayılıyor. Aynı zamanda sevgisini de saklamıyor. Fars Kedisi, her an kucağınıza gelmek isteyebilir. Kucağınızda olmadığı vakitlerde ise muhtemelen daha güzel, yumuşak bir kanepe ya da yastık bulmuştur. Evinde karate kid isteyenlere göre bir kedi değil. Daha çok Garfield gibi rahat ve relaks olmayı seviyor. İran Kedisi’nin güvenini ve sevgisini kazanmak için sevgi göstermeniz yeterli. Zaten ilgi arsızı değil. Sevgi göstermeniz için gürültü çıkarmıyor ya da dikkat çekmek için kendini duvardan duvara fırlatmıyor.

İran Kedisi’nin kimyası da morfolojisi gibi naif, nazik ve kibar. Viktorya Dönemi’nde bu kadar popüler olmasını anlamak güç değil. Duruşu ve tavırlarıyla tam bir asilzade. İran Kedisi bu sebeple tam bir ev kedisi. Dışarıdaki karmaşayı sevmiyor. İç mekanları tercih ediyor. Doğal olarak da bağımsızlık duygusu gelişmiş değil. Sadakatiyle onurlandırdığı insan dostunu terk etme niyeti yok. İran Kedisi kendi çizdiği çerçevede ve hızda işlerin ilerlemesini istiyor. Sürekli değişim taraftarı değil. Çünkü hızlı değişimlere ayak uydurması zor görünüyor. Zaten istemiyor da. İstemediğini de belli ettiği durumlar olacaktır. İran Kedisi işte bu yapısı gereği de yabancılara karşı çekingen durabilir. Korkmaz ama tavrını ortaya koyar. Yeni insanlar onun için çevrenin, duyguların değişimi demektir.

Meraklı ve atletik doğası olmasa da İran Kedisi çok zekidir. İstekleri için mırlamaması onun aptal olduğu anlamına gelmez. Eğer öyle olduğunu düşünürseniz yanılırsınız. Zekası onu olayları çözümlemeye itiyor. Onu anlamanızı istiyor. Anlamayan sahiplerine karşı tepkisini gösterebilir. İran Kedisi büyük boy bir cinstir. Kaslı ve ağır cüsselidir. Ek olarak hareket kabiliyeti fizyolojisi gereği sınırlıdır. İşte bu sebeple İran Kedisi kilo almaya meyillidir. İnteraktif kaplarda besinler sunulmalıdır. En doğrusu da beslenirken gözetim altında tutmaktır. Unutmayın Fars Kedisi, çok açgözlü olabilir.

Çocuklar ve Evcil Hayvanlarla İletişimi

Kediler genel olarak kendilerine sevgi gösteren canlıları severler, saygı görmek isterler. Yaşam alanlarına, duygularına saygı gösterilmesini isterler. İran Kedisi’nin kişiliğine bakarsak yeni arkadaşlara çok sıcak bakmadığını görebiliriz. Çevresinde sürekli sesler çıkaran, atlayıp zıplayan, onu rahatsız eden canlılardan hoşlanmıyor. Huzuru bozulmasın istiyor. Fakat yine de onun hızına ayak uydurabilecek bir arkadaşı kabul edebilir. Tabi ki de erken dönemlerde tanışması iletişimin sağlıklı ilerlemesini sağlayacaktır. Herhalde böyle bir arkadaş da başka bir İran olabilir. Köpeklerle çok da iyi anlaşabildiğini söylemek hata olur. Keza çocuklarla da etkileşimleri çok iyi değildir. İki tür de oldukça şamatacı ve aktiftir. İran Kedisi ise tam tersi. Bu kedi için en güzel dost yaşlılar olacaktır. Yaşlılar için mükemmel bir seçimdir. Fakat bakımının çok sık yapılması gerektiği unutulmamalıdır.

Persian Kedisi
Persian Kedisi

İran Kedisi’nin Tarihçesi

En eski İran Kedisi’nin ne kadara zaman önce ortaya çıktığını bilmiyoruz. İran Kedisi’nin tarihi aslında çok net değil. Ancak 19. yüzyıla gelindiğinde yeniden üreme programlarına alınmasıyla görünür olduğunu biliyoruz. Tarihte Pers İmparatorluğu’nun yaşadığı günümüz İran toprakları kediye ismini vermiştir. Aslında kedinin kökenlerinin daha da eski tarihlere uzandığını M.Ö. 17. yüzyılda kaydedilmiş hiyerogliflerden anlayabiliyoruz. Bu kayıtlar bizi sonsuz bir başlangıca götürüyor. Yani çok daha eski bir cins olduğundan emin olabiliriz. Kökenlerinin de bu nedenle tam olarak Pers diyarı olup olmadığı kesin değildir. Tam burada iki tip İran Kedisi olduğunu hatırlatmalıyız. Az sonra bahsedeceğimiz üzere İran Kedisi’nin ilk olarak bu bahsettiğimiz köklü geçmişi bir de 19. yüzyıldan itibaren Avrupa’da seçici üretimle yeniden doğuşu vardır.

17. yüzyıl Avrupa’sının Doğu’nun gizemini Batı’ya taşıma hevesi kediler için geçerliydi. Yüzyılda Avrupa’ya gelen ilk uzun tüylü kedi İran ya da Türkiye’den gelmiş olan Ankara Kedisi’ydi. Uzun tüylü kediler Avrupa’ya Roma ve Fenike kervanları tarafından 1 yüzyıl daha erken gelmiş olabilirler. Aslında yeniden doğuş gerçekleşmeden önce burada da bir kaos hakimdir. Zira Avrupa’da uzun bir süre Ankara ve İran Kedisi birbiriyle sürekli karıştırılmıştır. Pietro Della Valle isimli bir İtalyan gezgin kediyi İran’ın Horasan bölgesinden Avrupaya getirmiştir. Pietro, Voyages de Pietro Della Valle isimli seyahatnamesinde hem İran hem de Ankara kedilerinden de bahsetmiştir. Aynı dönem içerisinde İran ve Ankara Kedisi’ni başka gezginler Fransa üzerinden Avrupa’ya yaymışlardır. Bu durum kedilerin Fransız Kedisi olarak anılmasına da neden olmuştur.

Ta ki Kraliçe Viktorya Dönemi’ne kadar iki tür(Ankara ve İran) sürekli karıştırılmıştır. Zaman içerisinde birbirilerine tercih edilirlik noktasında birbirlerine üstünlük de sağlamışlardır. Avrupa’ya ilk gelişlerinde ipeksi bembeyaz kürkleri sebebiyle Ankara Kedisi daha çok tercih ediliyordu. Fakat 19. yüzyılın sonunda gelindiğinde İran Kedisi üstünlüğü ele geçirdi. Böylelikle iki cins arasındaki farklılıklar daha belirgin olarak ortaya çıkmaya başladı. Kraliçe Viktorya’nın da tercihinin İran Kedisi’nden yana olması kedinin ayrıca statü sahibi olmasına yardımcı oldu. İngiltere’de bugün de devam eden politika tıpkı Ankara Kedisi ve Mavi Rus (Russian Blue) gibi İran Kedisi’nin de Longhair olarak da kabul edilmesini sağladı.

İran Kedisi 19. yüzyılın henüz başlarında Amerika’ya ulaştı. Burada büyük bir heyecanla ve istekle karşılandı. Kedi diğer cinsleri gölgesinde bırakarak en popüler cins olmayı başardı. Günümüzde halen daha Kuzey Amerika’da İran Kedisi en popüler tür olarak yerini korumaktadır. Zaman içerisinde burada üreticiler kendine özgü bir sitil geliştirmesini sağladı. İşte bugün gördüğümüz İran Kedisi böylelikle ortaya çıkmış oldu. Amerika’da CFA henüz yeni kurulduğunda İran Kedisi ilk tanınan ve safkan cinslerden biri olarak kabul edildi. Sonuç olarak İran Kedisi iki tür olarak kabul edilmiştir. Bunlardan ilki daha eski ve asıl İran olan Geleneksel İran Kedisi diğeri ise birçok değişimle ve seçici üretimle ortaya çıkan Şov’dur.

İran Kedisi’nin Fiziksel Özellikleri

İran Kedisi yukarıda bahsettiğimiz üzere iki şekilde tanımlanmaktadır. Bugün bildiğimiz İran Kedisi’nin haliyle kökenleri de Avrupa’dadır. Titiz çalışmalar sonucunda gerçekleşen üreme programlarıyla bugünkü halini almıştır. Ancak bu çalışmalar zamanla uç noktalara taşınmıştır. İran Kedisi’nin genlerinde British Shorthair ve diğer Avrupalı uzun tüylüler de bulunmaktadır. Özgün bir fizyoloji oluşturma adına bu ırklarla melezlenmiştir. Geleneksel İran Kedisi yuvarlak başlı, kısa yüzlü, tombul yanaklı, kalkık burunlu, kısa boylu ve büyük gövdelidir. Cobby(kısa ve tıknaz hayvanlar için kullanılan tabir) olarak tanımlanan türler içindedir. Kayıtlara alındığı 19. yüzyıldan bu yana Geleneksel İran Kedisi çok fazla bir değişime uğramamıştır. Ancak bahsettiğimiz Şov kedisinin fizyolojisinde abartılı değişimler vardır.

İran Kedisi üzerinde bu değişimler en fazla Amerika’da uygulanmıştır. Hatta bu sebeple İngiliz tipi ve Amerikan tipi İran Kedisi ortaya çıkmıştır. Amerika’da yüzü daha da basıklaştırılmış Peke-Face ismi verilen ve solunum problemlerine daha yatkın bir cins üretilmiştir. İran Kedisi’nin başı zaman içerisinde gerçekleştirilen üreme programları nedeniyle daha yuvarlak bir hal aldı. Kulakları daha da küçüldü. Gözleri giderek büyüdü ve burnu düzleşti. Açıkcası İran Kedisi’nin morfolojisi hakkında net bilgi vermek çok güç. Binlerce yıl öncesindeki İran Kedisi’nin görünümü ile bugünkü İran Kedisi’nin görünümü arasında büyük farklar olduğu aşikar. Hatta günümüzde bile birbirleri arasında kişilikleri haricinde muhtemel sağlık sorunları, fizyoloji gibi bahislerde farklılar vardır.

Fars Kedisi
Fars Kedisi

Yüz ve Kafa Yapısı

İran Kedisi’nin kafası babaannemizin evindeki büyük düğmeli yastıklarına benzer. Büyük ve belirgin gözler yastığın düğmeleridir. Aslında ters tutulmuş bir armuta da benzetenler olabilir. İran Kedisi’nde İri ve yuvarlak baş geniş bir kafatası ağıyla örülür. Kafatasına dokunulduğunda yuvarlaklığı hissedilmeli ve pürüzsüz olmalıdır. Ancak vücudun genelindeki bu büyük hatlar yuvarlatılmış ve uyumludur. Kısa, kalın boyun gövde ile başı birbirine ekler. İyi gelişmiş çenesi, güçlü ve geniş bir ağzı vardır. Burun da yine geniş bir tabana oturmuş vaziyette yukarı doğru kalkıkçadır. Bazı İran kedilerinde burnun çok daha abartılı şekilde yukarı kıvrımlandığı görülür. Yanaklar da oldukça dolgundur. Profilden bakılınca çene, ağız, burun ve alnın dikey olarak hizalanması gerekir.

İran, yüz şekline göre 2 çeşide ayrılır. Önceki bölümde de biraz değinmiştik. Traditional Doll Face, Peke Face ya da Modern(Ultra). Doll Face için asıl İran diyebiliriz. Hafifçe kalkık burun, yatay ve dolgun bıyık pedleri, belirgin ve yuvarlak gözler, özetle daha yumuşak hatlarla ifade veren mutlu bir surat. Diğeri ise daha gergin görünüşlü bir yüz ifadesi sunar. Burun abartılı şekilde alına doğru kalkıktır. Bıyık pedleri de burun hizasından yukarı kalkık ve sağ ile sol uçları aşağı sarkıktır. Gözler kısık bir görüntü verir ve küçük görünür. Yüz yuvarlaktan ziyade dikdörtgene benzer. Suratına bir ütüyle basılmış da bu hale gelmiş gibidir.

Kulaklar ve Gözler

İran Kedisi’nin en dikkat çekici uzuvlarından birisi de gözleridir. Dolgun yanakları ve tombul surata yakışır şekilde gözler yuvarlak, büyük ve dolgun şekildedir. İri gözler birbirinden uzaktır. Ancak yüz hatlarının genişliğine uygun noktalarda konumlanmışlardır. Göz renkleri, mavi, parlak bakır renginde, zümrüt yeşili, sarı, bakır, altın, yeşil, mavi-yeşil, ela gibi kürkün rengine göre farklılık gösteren birçok renk olabilir. Kürkün desen ve rengine göre burnun da renginin değişiklik gösterdiği unutulmamalıdır. Kulaklar ise küçük ve uçları yuvarlatılmış üçgen şeklindedir. Kulaklar öne doğru eğimli ve geniş bir tabana oturmuştur. Başın yuvarlak şeklini takip edecek şekilde kulaklar birbirinden fazla uzakta ve başın yanlarından yükselmektedir.

Vücut Yapısı

İran Kedisi Cobby diye tanımladığımız vücut şekline sahiptir. Tıknaz, iri ve hantal izlenimi verir. Ancak iri ve güçlü kemiklidir. Vücut kaslıdır. Pençe pedleri de yine kaplama renk ve desenine göre değişiklik göstermektedir.

Gövde

İri cüssesi onun sempatikliğini ve sevimli yüzünü gölgelememiş. İran Kedisi’ni bunca karmaşaya rağmen tanımak zor değildir. Profilden gövdeye bakılınca bir kareye benzetilebilir. Ama daha çok yuvarlak bir kare gibidir. İran düz bir sırta sahip değildir. Omuzlar arası mesafe geniştir. Gövde yanlara doğru genişçedir. Kalçalar arasındaki mesafe ise normal genişliktedir. Kalçaların omuzlardan daha yüksek durması gerekir. Omuzlardan sağrıya doğru yükselen bir sırtı olmalıdır. Sağrıdan sonra ise yükseklik yatışmalıdır.

Bacaklar ve Patiler

Bacaklar kısa, kalın, iri kemikli ve güçlüdür. Arka bacaklar önlere nazaran biraz daha uzun kalır. Vücudun hemen hemen her yeri gibi bacaklar da gür tüylerle kaplıdır. Ön ayakları düz ve arka ayakları da arkadan bakıldığında düz görünür. Patileri büyük, sağlam ve yuvarlatılmıştır. Ayak parmakları birbirine bitişik denilecek derecede yakındır. Ön ayaklarında beş arakadakiler de ise 4 parmak vardır.

Kuyruk

Kuyruk kısa olsa da diğer uzuvlar gibi vücutla uyumlu büyüklüktedir. Elbette ki aşırı tüylüdür. Tüylerin fazlalığı kuyruğun aşırı olduğu izlenimini verebilir. İran Kedisi’nin gövdesi de aşırı tüylü olduğundan en büyük kedi cinslerinden gibi görülebilir. Ama bu durum sadece kabarık ve aşırı fazla tüylerden kaynaklıdır. Bazı İran kedilerinin kıvrık, eklemli ve dolalı kuyruğu olabilir.

İran Cinsi Kedi
İran Cinsi Kedi

Tüy Çeşitleri

Uzun tüylü kediler arasında en uzun tüylere sahip olan cins İran Kedisi’dir. Tüylerin bu denli uzun olmasının nedeni günümüz İran, Ermenistan, Afganistan ve Türkiye gibi coğrafyaların yüksek, dağlık kesimlerinin aşırı soğuk hava koşullarına sahip olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. İran Kedisi’nin kürkü oldukça kalın ve yoğun astarlıdır. Ayrıca tüyler aşırı uzun ve sıkça yerleşmiştir. Tüyler deriden uzaktadır. Kürk lüks, yumuşak, canlı ve parlak renklerle kaplıdır. Onu diğer türlerden ayırt etmenin en kolay yollarından birisi de uzun tüylü kürküdür.

İran Kedisi’ni tanımlamada en zorlanacağımız yer şüphesiz burasıdır. Öncelikle İngiltere’de her renk ve desen ayrı birer cins gibi kabul edilmiştir. CFA ise bunları İran Kedisi altında sınıflandırmayı uygun görmüştür. Ve bu çeşitlerin hepsinin göz, burun derisi ve pençe renkleri de değişiklik gösterebilir. Bu çeşitlilik İran Kedisi’nin mizacını etkilememiştir. Tüm çeşitler ya da cinsler aynı mizaca sahiptirler. Özetle neredeyse her renk ve desende İran Kedisi ile karşılaşmak mümkündür. Ama yine de CFA’nın ve birçok derneğin kabul ettiği desen ve renklerden birkaçını anlatacağız. Bunları düz, gümüş ve altın, dumanlı ve gölgeli, tekir, çok renkli, iki renkli, himalayan olmak üzere desenlerine göre sınıflandırabiliriz. Desenler ise kendi içinde çeşitli renklerde ortaya çıkmaktadır.

Düz ya da Tek renkle kaplanmış İran Kedisi mavi, beyaz, siyah, krem, çikolata ya da leylak renklere sahip olabilir. Gümüş ve Altın çeşidine baktığımızda ise Çinçilla Gümüş, Gölgeli, Gümüş, Mavi Çinçilla Gümüş, Mavi Gölgeli Gümüş, Çinçilla Altın, Gölgeli Altın, Mavi Çinçilla Altın, Mavi Gölgeli Altın yer almaktadır. Dumanlı ve Gölgeli bölümde ise Shell Cameo(Cameo= İnhibitör genine sahip turuncu renkli kedi), Gölgeli Cameo, Shell Cream, Shell Tortoiseshell(Kahverengi ve Siyah desenli kedi), Gölgeli Tortoiseshell, Shell Blue-Cream, Shell Black, Gölgeli Siyah, Shell Blue, Gölgeli Mavi, Mavi Duman, Krem Duman, Kırmızı Duman, Kaplumbağa Duman, Mavi-Krem Duman, Çikolata Duman, Leylak Duman, Çikolata Kaplumbağa Duman, Leylak-Krem Duman yer alır. Ayrıca bunların hepsinin de kendine özgü göz, pati, burun renkleri vardır.

Tekir bölümüne gelecek olursak burada da Klasik, Uskumru, Gümüş, Gümüş Yamalı, Mavi-Gümüş, Mavi-Gümüş Yamalı, Kırmızı, Kahverengi, Kahverengi Yamalı, Mavi, Mavi Yamalı, Krem, Cameo, Krem-Gümüş, Çikolata, Çikolata Yamalı, Çikolata Gümüş, Leylak, Leylak Yamalı, Leylak-Gümüş, Leylak-Gümüş Yamalı Tekir bulunur. Rengarenk ya da Çok Renkli tüylerle kaplı İran Kedisi Tortoiseshell, Mavi-Krem, Çikolata Tortoiseshell, Leylak-Krem çeşitlerinden biri olmalıdır.

Calico(Alaca) ve İki Renkli İran kedileri Calico, Seyreltik, Çikolata, Leylak Calio, İki Renkli(siyah ve beyaz, mavi ve beyaz, kırmızı ve beyaz, krem ve beyaz, çikolata ve beyaz, Duman ve Beyaz, Calico Duma, Seyreltik Calico Duman, Çikolata Calico Duman, Leylak Calico Duman vb. birçok karışık renk ve desenle kaplı olabilirler. Son olarak Himalaya’ya da bakarsak Himalayan Point, Chocolate Point, Seal Point(Kedinin baş, kuyruk ve pençelerinde daha koyu renklerle işaretli deseni), Leylak, Mavi, Flame(Kırmızı), Krem, Tortie, Mavi-Krem, Çikolata-Tortie, Leylak-Krem Point şeklinde sınıflandırabiliriz. Ayrıca Himalaya’nın bu desen ve renklerine ek olarak kendi içindeki tüm desenlerin Lynx(Vaşak) Point çeşitleri de vardır.

Ağırlığı ve Boyutları

İran Kedisi belki de kürkünün de verdiği ağırlıkla 3,5 ile 7 kg arası ağırlığa sahip olabilir. Kaslı ve güçlü kemikleri de bu ağırlığa etki eden unsurlardır. Ancak yine de büyük cüssesine ve hantal görünümüne rağmen büyük boyutlardaki, ağır kedilerden değildir.

İran Kedisi’nin Bakımı

İran Kedisi ile ilgili en mühim bahislerden birisi bakımıdır. Bakımı gerçekten zor ve meşakkatlidir. Gününüzün uzun bir bölümünü kedinize bakmakla geçirmek zorundasınız. İran Kedisi’nin kalın astarı ve uzun tüyleri günlük fırçalanmazsa çok kısa sürede keçeleşir ve birbirine karışır. Daha da kötüsü çevreden topladığı pislikler tüylere karışır. Muhteşem parlak, akıcı tüyleri korumak için metal tarak ve fırçayı beraber kullanmak gerekir. Nadiren banyoya ihtiyaç duymaları bir avantaj olarak kabul edilebilir. Ayda bir banyo yeterli olacaktır. İran Kedisi tam bir ev kedisidir. Lüks kürkü de dışarıda kalmaya uygun değildir. Kavgacı ve gürültücü mizacı olmadığı için de dış ortam ona göre değildir.

Bakım Maliyeti

Bakımı zor kedilerin giderleri, ihtiyaçları da fazla olmaktadır. İran Kedisi her ne kadar özellikle İngiltere ve Amerika gibi bölgelerde çok popüler olsa da yukarıda bahsettiğimiz tam anlamıyla bir İran Kedisi bulmak zor olabilir. Tabi bölge ve iklim şartları da görünürlüğünü etkileyen diğer unsurlardır. Ayrıca bu kedinin çok lüks bir diyeti vardır. Ağırlıklı olarak, protein, vitamin ve yağlardan oluşur. Obeziteye yatkınlığını ve bazı kedilerde solunum problemlerinin olduğunu unutmamalısınız. Eşsiz kürkü için özel ve kaliteli şampuanlar kullanmalısınız. Bunların yanı sıra belirli dönemlerde vurulması gereken aşılar, alması gereken güçlendirici ve takviyeleri de unutmamak gerekir. Belki de en önemlisi gününüzün uzun bir bölümünü İran Kedisi’nin bakımıyla geçirecek olmanızdır. Bir Fars Kedisi sahibi olmadan önce muhakkak bu hususlara dikkat etmenizi öneririz.

Yavru İran Kedisi
Yavru İran Kedisi

Beslenme

Bu kedinin obeziteye yatkın olduğunu bilmekte fayda var. Ayrıca temiz, parlak, canlı ve uzun tüylü kürkünü koruması için de özel bir beslenme programı ihtiyacı var. Kedilerin beslenme programları tüm canlılarda olduğu gibi yaşlarına göre değişiklik gösterir. İran Kedisi 4 aylık olduktan sonra protein ve vitamin bakımından zengin yumuşak gıdalarla ve tavukla beslenmeye başlanmalıdır. 12 aylık olduktan sonra ise kuru ve yaş yiyeceklerin karışımı ile beslenebilirler. Ne kadar besin vereceğinizi ise yaşına ve boyutlarına göre belirleyebilirsiniz. En doğrusu zaman zaman veteriner kontrolüne götürerek program hazırlamak olacaktır. Zaman içerisinde de vücut ağırlığının her bir kilogramı için ayrılan miktarı giderek düşürmek gerekecektir. Kürkünün canlı ve sağlıklı kalması için de B Vitamini, Çinko ve Yağ Asitleri gibi takviyeler alması gerekiyor.

Temizlik

İran Kedisi’nin uzun tüyleri yaşadığı yerin temiz olmasını gerektirir. Özellikle kumunun temiz tutulması çok önemlidir. Aksi halde kumdaki pislikler kediye yapışır ve tüylerde keçeleşmeye sebep olur. Pençelerinin arasına da buradaki pislikler yerleşebilir. Ayrıca burunları ve gözleri hassastır. Buralarda akıntılar ya da küçük kazalar sonucu oluşan lekeler meydana gelebilir. Günlük ya da arada sırada uzuvları kontrol etmekte fayda var. Diş bazlı sağlık sorunlarının önüne geçmek için günlük ya da en azından haftalık dişlerini fırçalamalısınız.

İran Kedisi’nin Sağlık Durumu

İran Kedisi artık binlerce yıl öncesindeki kadar güçlü ve dayanıklı değildir. Gen havuzunda çok büyük değişimler yaşamıştır. Mezopotamyalı Fars Kedisi ile günümüz Avrupa ve Amerika’ndaki Fars Kedisi arasında değişimler kaçınılmazdı. Günümüz İran Kedisi soğuk ve yağışlı havalara karşı dayanıksızdır. Kürkleri ıslanırsa karışır. Burunları soğuk havalara karşı hassastır. Aşırı sıcak hava da onlar için iyi değildir. Sıcak havalarda kürkleri aşırı ısı tutar ve rahatsızlık vermeye başlar. Yüksek sıcaklıktaki buharlaşmaya dayanamazlar. Gözler rüzgardan ve topraktan kolayca etkilenebilir. İran Kedisi için en ideal yaşam alanı belirli sıcaklığa ayarlanmış ve sabit sıcaklıktaki ev ortamıdır.

Sağlık Sorunları

Kediler gerek insan eliyle gerekse doğaları gereği ortaya çıkan sağlık problemleriyle karşılaşabilirler. En bilinen obeziteye yatkınlıklarıdır. Fizyolojik yapısını obur olmasına borçludur. İran Kedisi daralan ve kalkık burun delikleri sebebiyle solunum güçlüğü çekebilir ya da gürültülü soluk alıp verebilir. Ne yazık ki bunlar haricinde daha birçok kalıtsal ya da genetik olmayan hastalıkla karşılaşabilmektedirler. Bunlar arasında;

  • Polikistik Böbrek Hastalığı(Kalıtsal bir rahatsızlık, İran kedilerinde yaygındır. Böbrek yetmezliğine sebep olur. Tarama testi mevcut).
  • Hipertrofik Kardiyomiyopati; Kalp yetmezliğine sebep olur.
  • Peritoneal-Perikardiyal Herni; Organların karın boşluğundan kalbin bulunduğu boşluğa geçmesi.
  • Progresif Retinal Atrofi; Kalıtsaldır. Yavru dönemlerinde hızla görme kaybına sebep olur. Mevcutta bir tarama testi henüz yoktur.
  • Kornea Sekestrası; İran Kedisi’nde sık görülen kedilere özgü kornea rahatsızlığı. Sebebi bilinmemektedir.
  • Portosistemik Şant; Dolaşım sisteminin karaciğeri pas geçerek yoluna devam ettiği durumdur. Doğuştan veya sonradan ortaya çıkmış olabilir. İran Kedisi’nde diğer cinslere oranla daha fazla görülür.
  • Periodontal Hastalıklar; Brakisefalik kafa yapısına sahip kedilerin çeneleri, dişlerinin yapısı diğerlerinden farklı olabilir. Dolayısıyla besinin tutulması ve çiğnenmesi sorunu ortaya çıkabilir. Diş eti iltihabı gibi sorunlar ortaya çıkar. Bu çarpık ağız yapısı sindirim sorunlarına da yol açabilir.
  • Deri Hastalıkları, Isı Hassasiyeti, Kiraz Gözü ve Entropiyon benzeri göz rahatsızlıkları.
  • Sebore Oleosa; Kaşıntı, kızarıklık ve saç dökülmesine neden olan cilt hastalığı.
  • Brakisefalik kafa yapısından kaynaklı solunum problemleri.
  • Nazofarengeal Polipler; Burunda, sinüslerde, kulaklarda ve yutakta bulunan iyi huylu tümörler.
  • Mesane Taşları ve Sistit(Mesane Enfeksiyonları).
  • Polikistik Karaciğer Hastalığı.

Yaşam Süresi

Kronik ve kalıtsal hastalıklarına baktığımızda kabul edilebilir yaşam süresine sahip olduğu görülüyor. Hassas yapısına rağmen 12-15 yıl arası ömür oldukça iyi. Bazı İran kedilerinin 17 yıl kadar yaşadığı da görülmüştür.

Kızgınlık ve Çiftleşme Dönemleri

İran dişilerinin kızgınlık dönemlerini genel olarak diğer cinslerden daha sonra ortaya çıkar. Ortalama bir yavrudan daha küçük yavrular dünyaya getirirler. Yavruların kafaları büyük olduğu için de Distosi(zor doğum)’ye yatkındırlar. Perinatal ölümlerin görülme ihtimali daha fazladır.


Sizler de İran Kedisi ile ilgili edindiğiniz tecrübelerinizi bizlerle ve okuyucularımızla paylaşabilirsiniz. Belki de yeni kedisever dostlar kazanmamıza da yardım etmiş olursunuz. Yorumlar kısmında sizleri bekliyor olacağız.

Yazan:
Musab Söyler
Birçok uluslararası kuruluşa ait çalışmalar ve kaynaklar üzerinde yaptığım araştırmalar neticesinde kedicinsi.com okurları için kedi cinsleri ile ilgili güncel ve en doğru bilgiyi aktarmaya çalışıyorum. Takipçilerimizin bizlere ulaştırdığı geri dönüşlerle daha kaliteli ve doğru makaleler ortaya koyma gayretindeyim. Siz kıymetli kediseverlerin yapacağı yorumlarla daha kapsamlı ve kaliteli çalışmalara imza atabileceğimi düşünüyorum. Bu yüzden yorumlarınızı ve tavsiyelerinizi bekliyorum.
Bir yorum yazmaya ne dersin?